LutfenBekleyin
Zekât ibâdeti, hem şahıslara ve hem de topluma sayısız faydalar sağlar. Zekâtını veren zengin, Allahü teâlânın verdiği ni’metler karşısında şükretmiş olur. Şükür ise, ni’meti arttırır. Şükretmemek ni’metin elden gitmesine sebep olur. Zekât, insanlar arasında sevgi, saygı, birlik ve beraberlik bağlarını kuvvetlendirir. Zengin-fakir arasında meydana gelebilecek kin ve düşmanlığa engel olur. Fakir ve zengin arasındaki düşmanlığı ortadan kaldırır. Kardeşliği, muhabbeti artırarak, cemiyete huzur sağlar, isyankâr olmaktan, hak yiyici ve saldırgan olmaktan koruyup, topluma faydalı insan kazandırır.
Müslüman olan zenginlerin, fakirlere zekât vermesini Allahü teâlâ emir buyurmuştur. Bu emir, sosyal adaletin temelini teşkil eder. Zekât, malın kırkta birini hak eden fakirlere vermek demektir. Dinimizde eli, ayağı tutup da çalışabilenlerin dilenmesi haramdır. Zekât, çalışamayacak derecede hasta ve sakat olanlara ve çalışıp da, güç geçinenlere verilir. Allahü teâlâ, böyle fakirleri, milletin içinde kırkta bir olarak yaratmıştır. Bunlara zekât veren zengin bir müslüman, hem dîni ibâdetini yaparak, Allahü teâlânın rızasını kazanır, hem sosyal yardım yapmış olur. Hem de, malını, servetini fakirlerin haklarından ve tecavüzlerinden korumuş olur. Milli serveti hesap edip, kırkta birini muhtaçlara verecek olursak, hiçbir müslüman memleketinde, insanları köleleştiren komünizm tehlikesi baş kaldıramaz. Baş kaldırmasına sebep de kalmaz. Zekât, uşur ve sadakalar hep sosyal yardım olup, ekonomik felâketleri önlemek için emrolunmuş, ilâhî tedbirlerdir. Bunlara ne kadar çok riayet edilirse, insanlığın en büyük düşmanı olan komünizm felâketi, o kadar önlenmiş olur.
İnsanların dünya ve âhiretteki saâdeti (kurtuluşu), Allahü teâlânın her emrine itaat edip, boyun bükmelerine ve yarattıklarına acıyıp onlara iyilik etmelerine bağlıdır. Zekât, hem emre itaattir ve hem de insanlara iyilik etmektir.
Malının zekâtını vermeyen zengin, Allahü teâlâya isyan etmiş, insanlara da kötülük yapmış olur. Böylelerine âhirette çok azap yapacağını Allahü teâlâ haber veriyor. Tevbe sûresi 34. âyetinde meâlen, (Malı, parayı biriktirip zekâtını müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azabı müjdele!) buyuruyor. Bu azabı bundan sonraki âyet-i kerîmede meâlen şöyle bildiriyor: (Zekâtı verilmeyen mallar, paralar Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır.)
Malın hakiki sahibi, Allahü teâlâdır. Zenginler O’nun vekilleri, memurları, fakirler de ailesi, akrabası demektir. Vekillerin, Allahü teâlânın borcunu fakirlere vermesi lâzımdır. Zerre kadar iyilik eden iyiliğinin karşılığını alacaktır. Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ iyilik edenlere, karşılığını elbette verecektir) buyuruldu. Haşr sûresi, 9. âyeti sonunda meâlen, (Zekâtını veren, elbette kurtulacaktır) buyrularak müjdelendi. Âl-i İmrân sûresi, 80. âyetinde meâlen, (Allahü teâlânın ihsân ettiği malın zekâtını vermeyenler, iyi ettiklerini, zengin kalacaklarını sanıyor. Hâlbuki, kendilerine kötülük yapmış oluyorlar. O malları, Cehennemde azap âleti olacak, yılan şeklinde boyunlarına sarılıp, baştan ayağa kadar onları sokacaktır) buyruldu.
Kıyâmete ve Cehennem azabına inanan zenginlerin, mallarının zekâtını, tarlaların mahsûllerinin, meyvelerinin uşrunu vererek, bu azaplardan kurtulmaları lâzımdır.
Sevgili Peygamberimiz bir hadîs-i şerîfte, (Ey Âdem oğlu! Benim malım, benim malım dersin. O maldan senin olan, yiyerek yok ettiğin, giyerek eskittiğin ve Allah için vererek, sonsuz yaşattığındır) buyurdu.
Malını seven, onu düşmanlarına bırakıp gitmemelidir, insanın dünya malından hiç ayrılmaması mümkün değildir. Çünkü ölüm vardır. Hepsini Allah için veremeyen zengin, hiç olmazsa, zekâtını verip azaptan kurtulmalıdır. Evliyânın büyüklerinden Şeyh’ül-islâm Abdullah-ı Ensârî diyor ki: (Malı seviyorsan yerine sarf et de, sana sonsuz arkadaş olsun! Eğer sevmiyorsan, ye de, yok olsun!)
Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.
Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.