Güzel Dinimiz İslamiyet

MENKIBE: Ağlayan Çocuk

Hazret-i Ömer’in “radıyallahü anh” Halifeliği (Devlet Başkanlığı) zamanıydı. Başkent Medîne’ye yabancı bir kervan geldi. Develerini yıkıp, konakladılar... Halife her zaman olduğu gibi, gece şehri dolaşmaya çıktı. Yolda, Eshâb’dan (Sevgili Peygamberimizin arkadaşlarından) Hazret-i Abdurrahman’a “radıyallahü anh” rastladı.

Ona dedi ki:

— Ey Avf’ın oğlu! Gel, seninle bu gece misafirimiz olan kervanı bekleyelim. Onlar rahat uyusunlar. Çünkü yorgundurlar. Canları ve malları herhangi bir zarara uğramasın!...

Hazret-i Ömer bu teklifte bulununca, Hazret-i Abdurrahman da seve seve kabul etti. Birlikte kervanın etrafında göz-kulak olmaya başladılar. O sırada yakındaki bir evden çocuk ağlaması işitildi. Çocuğun sesi kesilmediği için, Halife evin kapısına gitti. İçeride bulunanlara, “Küçüğü susturmalarını rica” etti. Sonra dönüp geldi. Gece boyunca, çocuğun sesi işitildikçe, birkaç kere daha evin kapısına gitti. Çocuğun ihtiyacını gidermelerini söyledi. Fakat çocuğun ağlaması bir türlü dinmiyordu. Seher vakti olunca, Hazret-i Ömer son defa oraya gitti. Çocuğun annesine:

— Sen ne biçim anasın! Bütün gece evlâdını ağlattın. Belli ki, açtı! diye çıkıştı.

Kadıncağız cevap verdi:

— Hâlimi anlamadan niçin beni azarlıyorsun?

Hazret-i Ömer, kendini tanıtmadan sordu:

— Hâline ne olmuş?

— Çocuğu sütten kesmiştim.

— Sütün yoksa başka şeyler yedirseydin.

— Evde onun yiyeceği bir şey yok ki, biz çok fakiriz...

— Çocuğun kaç yaşında?

— Daha yaşını doldurmadı.

İşte bu cevap üzerine Hazret-i Ömer öfkelendi.

— Peki niçin bu kadar küçük bir yavruyu sütten kestin?

Kadıncağız içini çekti:

— Halifemiz Hazret-i Ömer’e Cenâb-ı Hak insaflar versin. Çocuklar sütten kesilmeyince, bizim gibi bir fakire nafaka vermez. Fakirlik maaşı bağlamaz. Onun için yavrumu erkenden sütten kestim.

Bunun üzerine Halife ağlayarak mescide girdi. Gözyaşları yüzünden namazı zorla kıldırdı. Selâm verdikten sonra cemâate döndü. Gene ağlayarak:

— Sizin Ömer’inize yazıklar olsun!. Sizin Ömer’inize yazıklar olsun! diyerek kendini suçladı.

Sonra bütün Medîne halkına, tellallar (haberciler) çıkarttı. Onlar da bildirdiler ki:

— Hangi Müslümanın oğlu veya kızı dünyaya gelirse, hemen Halifeye bildirsin. Beytülmal’dan (hazineden) nafaka (maaş) verilecektir. Hiç kimse nafaka yüzünden evladını vaktinden önce sütten kesmesin!..

O günden sonra artık Medîne’de, açlık sebebiyle ağlayan çocuk sesi işitilmedi.

Bu hâdiseden epeyce zaman sonra Medîne’de kıtlık baş gösterdi. Hazret-i Ömer, hemen bir deve kestirdi ve “Etini fakirlere dağıtın!” diye emretti. Görevli, etlerin güzel bir parçasını da Hazret-i Ömer’e ayırdı. Yemek zamanı olunca, iyice pişirip Halifenin önüne getirdi. Hazret-i Ömer hayretle sordu:

— Bu yemek neredendir?

— Efendim, kesilmesini emir buyurduğunuz deveden size düşen paydır...

Hazret-i Peygamberin Sevgilisi “Koca Ömer”in rengi değişti:

— Devenin iyi yerlerini kendisi yiyip, artanı fakirlere vermek çok kötü bir şeydir, dedi. Hemen bu yemeği kaldır ve çoluk çocuk sahibi, fakir bir aileye götür.

Az sonra önüne gelen “kuru arpa ekmeği ile zeytinyağını “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek afiyetle ve gönül rahatlığıyla yedi.

İşte bu yüzden bütün âlimler fikir birliği etmişlerdir ki:
“Hazret-i Ömerin adaleti, kendinden önce ve sonrakilerden daha büyüktür.”

Bizimle iletişim geçin.

İletişim

Hanımlara Rehber Bilgiler

     Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.

     Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.

Takip Edin!

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Formu