Güzel Dinimiz İslamiyet

Kötü Huylardan Bazıları 7- KISKANÇLIK (Hased)

Kıskançlık, Allahü teâlânın bir kuluna ihsân ettiği ni’metin, başkalarındaki üstünlüklerin, ondan çıkmasını istemektir. Başkalarının kendinden üstün olmasını nefsine yedirememektir. Faydalı olmayan, zararlı olan bir şeyin ondan ayrılmasını istemek, kıskanmak olmaz, “Gayret” olur. Kıskançlık çok kötü bir huy olup, büyük günâhlardandır.

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Haset etmekten sakınınız. Biliniz ki, ateş odunu yok ettiği gibi haset de, iyilikleri yok eder.)
(Müslümanlar hayırlı olur. Haset edince
(kıskanınca) hayır kalmaz.)
(Haset, koğucu ve kehanet sahipleri benden değildir.)

(Mü’min imrenir; münafık ise, kıskanır.)
(Bir kulun kalbinde kıskançlık ile îmân bir arada olmaz.)

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz dünyaya teşrif etmeden evvel, yahudiler harp edecekleri zaman, (Yâ Rabbî! Göndereceğini va’d ettiğin ve en çok sevdiğini bildirdiğin, o şerefli Peygamber hürmetine) diyerek dua ederlerdi. Duaları kabul olup, Allahü teâlâ kendilerine yardım ederdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz insanları müslüman olmaya davet edince, kendisinin va’d edilen peygamber olduğunu anladılar. Fakat haset ederek, kıskanarak inkâr ettiler. Hasetleri kendilerinin ve gelecek olan nesillerinin ebedi olarak felâkete, azaplara sürüklenmelerine sebep oldu.

Allahü teâlâ, şeytanın şerrinden korunmamızı emrettiği gibi, haset edenin şerrinden de, sakınmamızı emretti.

Kıskançlık bir çok kötü huylara sebep olur. Başkalarının eline geçen ni’metleri çekememek, o ni’metleri onlarda gördükçe kabına sığamamak ve bundan ötürü o ni’metlerin ondan gitmesini istemek hastalığına yakalanmış olan bir adam, onun hakkında her türlü fenalığı söylemekten ve elinden gelen kötülüğü yapmaktan çekinmez. Onun şeref ve haysiyetini lekelemek için her türlü alçaklığı yapmak ister.

Kıskançlık, ibâdetlerin sevabını da giderir. Kıskanç kimse, onu gıybet eder, çekiştirir. Onun malına, canına saldırır. Kıyâmet günü bu zulümlerinin karşılığı olarak, iyilikleri alınarak ona verilir. İyiliklerine karşı on sevap verilir. Kıskançlık dokuzunu giderir.

İnsan bir kimsede bulunan ni’metin ondan gitmesini istemeyip kendisinde de bulunmasını isterse, hased olmaz. Buna “Gıpta” denir. Gıpta, imrenmek demektir. Güzel huydur. İslâmiyetin ahkâmına, yâni farzları yapmağa ve haramlardan sakınmağa riayet eden, gözeten salih kimseye gıpta etmek vâcibdir.

Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ, mü’min kuluna gayret eder. Mü’min de mü’mine gayret eder) buyuruldu. Allahü teâlâ gayretinden dolayı, fuhşu haram etmiştir. Allahü teâlâ, (Ey Âdem oğulları! Sizi kendim için yarattım. Her şeyi de sizin için yarattım. Senin için yarattıklarım seni, kendisi için yaratılmış olduğundan men, gafil ve meşgul etmesin) buyurmuştur. Yusuf aleyhisselâmın (Sultanın yanında benim ismimi söyle!) demesi, gayret-i ilâhiyyeye dokunarak senelerce zindanda kalmasına sebep oldu. İbrahim aleyhisselâmın oğlu İsmail’in dünyaya gelmesine sevinmesi, gayret-i ilâhiyyeye dokunarak, bunu kurban etmesi emrolundu.

Allahü teâlânın çok sevdiklerine, bazı Evliyâya böyle gayret etmesi çok vakî olmuştur. Gayret, bir kimsede olan hakkına, onun başkasını ortak etmesini istememektir. Allahü teâlânın gayret etmesi, kulunun kötü, çirkin şey yapmasına razı olmamasıdır. Kulun vazifesi, dilediğini yapmak değildir. Ona kulluk etmektir ve yasaklarına uymaktır.

Hasedin (kıskançlığın) zıddı “Nasihat” etmektir. Allahü teâlânın bir kimseye verdiği ni’metin onda kalarak, dînine ve dünyasına faydalı olmasını istemek demektir. Nasihat etmek, bütün müslümanlara vâcipdir. Hadîs-i şerîfde, (Hayra sebep olana, bunu yapmanın ecri kadar sevap verilir), (Kendi için istediğini din kardeşi için de istemiyen kimse, îmân etmiş olmaz) ve (Dînin temeli nasihatdir) buyuruldu.

Kıskanmak (Hased), Allahü teâlânın takdirini değiştirmez. Boşuna üzülmüş, yorulmuş olur. Kazandığı günâhlar da, cabası olur. Mu’âviye “radıyallahü anh” oğluna, nasihat olarak (Kıskançlıktan çok sakın, kıskançlığın zararları sende düşmanından daha önce ve daha çok hasıl olur) dedi. Süfyân-ı Sevri, (Kıskançlık etmeyenin zihni açık olur) demiştir. Hiçbir kıskanç muradına kavuşmamıştır. Kimseden hürmet görmemiştir. Kıskançlık sinirleri bozar. Ömrünün azalmasına sebep olur.

Esmaî diyor ki; Bir köylüye rastladım. Yüzyirmi yaşında idi. Çok yaşamasının sırrını sordum. (Çünkü hiç kıskanmadım) dedi.

Ebülleys-i Semerkandi diyor ki, (Üç kimsenin duası kabul olmaz: Haram yiyenin, gıybet edenin ve kıskançlık edenin.)

Kıskançlıktan kurtulmak için, yukarıda yazılı zararlarını bilmek lâzımdır. Kıskanılanın dünyada ve âhirette, bundan hiç zararı olmaz. Hattâ faydası olur. Kıskananın ömrü üzüntü ile geçer. Kıskandığı kimsede ni’metlerin azalmadığını hattâ arttığını görerek, sinir buhranları geçirir. Kıskançlıktan kurtulmak için, ona hediye göndermeli nasihat vermeli, onu medh etmeli, övmelidir. Ona karşı tevazu göstermelidir. Onun ni’metinin artmasına dua etmelidir.

Bizimle iletişim geçin.

İletişim

Hanımlara Rehber Bilgiler

     Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.

     Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.

Takip Edin!

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Formu