LutfenBekleyin
Erkeklerin, (Ebedî mahrem)leri olan kadınlarla berâber halvet etmeleri ve sefere [meselâ hacca] gitmeleri câizdir. Bir adamın ebedî mahrem olmıyan kadınla (Halvet) [yâni tenhâ yerde yalnız kalmak], tarafeyne göre, harâmdır. Başka müttekî erkek veya bu adamın ebedî mahremlerinden biri veya zevcesi ile birlikde bulunursa, harâm olmaz. Halvet etmekle veya önünden başka yerine şehvetle bakmakla, hürmet-i musâhere hâsıl olmaz. (İbni Âbidîn) “rahmetullahi teâlâ aleyh”, imâmlığı anlatırken diyor ki, (Yabancı kadın çok olsa da, halvet olur. Çok ihtiyâr kadınla ihtiyâr erkek sefere çıkar ve yalnız kalabilirler [Eşbâh]. Ebedî mahrem olan onsekiz kadından biri ile halvet câiz ise de, yalnız süt kardeş ile ve genç kaynana veya gelin ile, fitne şüphesi olunca, mekrûhdur. Yabancı genç kadınla, zarûret olmadan, konuşmak câiz değildir.
Mescid gibi dışarıdan içerisi görünen umûma açık yerlerde [nakil vâsıtalarında, dükkânlarda] yalnız kalmak, halvet olmaz. Bir evin iki odası bir yer sayılmaz.
İmâm-ı Ebû Yusuf’a “rahmetullahi teâlâ aleyh” göre, ekmek pişirmek, çamaşır yıkamak [ve kaba olmıyan avret yerlerinin açık olması lâzım gelen başka işler] için ücretle çalışmağa mecbûr kalan muhtâc, esîr, kimsesiz kadınlar [işçi ve memûrlar], iş icab etdirdiği kadar, ayaklarını ve kollarını açabilir. Erkeklerin, bunları, iş için görmesi ve şehvetsiz bakması câiz olur.
Baldız ve yengenin de yabancı kadın oldukları (Ni’met-i islâm)ın hac kısmında ve (Bahrülfetâvâ)da ve (Alî efendi fetvâsı)nda yazılıdır. Bunların da saçına, başına, koluna, bacağına bakmak harâmdır. Bunlar gibi yabancı akrabâ evine gidince veya onlar gelince, kadın erkek birlikde oturmak, gülüp neş’elenmek câiz değildir. Berâber oturmak âdet olan ve harâm olduğuna ehemmiyyet verilmiyen yerlerde, fitne çıkarmamak ve akrabâ arasında düşmanlıklara yol açmamak için, kadınlar, erkek akrabâ yanında ve sofrada örtülü olarak, kısa zaman oturur. Ciddî konuşulur. Bu görüşmenin kısa sürmesine ve seyrek olmasına ve bilhâssa bir yerde yalnız bulunmamalarına çok dikkat etmelidir. Dînini bilen ve uyan, bilgili ve hâlis müslümanlar, böyle birlikde hiç oturmamalıdır. Câhillerle münâkaşa etmemeli, dînimiz böyle emr ediyor diye ısrar etmemeli, dünya işlerini ileri sürerek, tatlı söyleyip, akrabâyı darıltmıyarak, harâmdan kaçınmağa çalışmalıdır.
Hâkimin mahkemede karâr verirken ve şâhidlerin şâhidlik yaparken ve evlenmek istediği kızı, şehvet korkusu olsa bile, bir kere görmeleri ve doktorun, ebenin, sünnetçinin, lâvman yapanın, lâzım olduğu kadar bakmaları câizdir. Hastanın lâvman [ihtikan] yapdırması câizdir.
Kızların, ahkâm-ı İslâmiyyeye riâyet etmek şartı ile, ilim ve doktorluk öğrenmeleri ve öğretmeleri câiz olduğu [Hadîka]da, 558.ci sahifede ve göz âfetlerinde yazılıdır. Kızlardan ebe, nisâiyye mütehassısı yetişdirmek lâzımdır. Kadınları, kadın doktora göstermelidir. Kadın doktor bulunmazsa ve hastalık tehlikeli veya çok ağrılı ise, nisâiyye mütehassısı erkeğe de göstermelidir.
Kadınların birbirlerine avret yeri, erkeğin erkeğe avret yeri gibidir. Yâni dizle göbek arası avret mahallidir.
Şehvetden emîn olan kadının yabancı erkeğe bakması, erkeğin erkeğe bakması gibidir. (Cevhere)de ise, erkeğin, mahremi olan kadınlara bakması gibidir, buyurmak
dadır. Şehvet ile bakması harâm olur. Gayr-i müslim ve mürted kadınların [ve mürted amca ve dayının], müslüman kadınlarına bakması, yâni müslüman kadınların bunlara görünmeleri, yabancı erkeklere görünmeleri gibi, üç mezhebde de harâmdır. Bunlar müslüman kadınlarının bedenine bakamazlar. Hanbelî mezhebinde câizdir.
Bedendeki bakması câiz olmıyan yerler, bedenden ayrılırsa, öldükden sonra dahî, bunlara bakmak câiz değildir. Kadınların saç ve başka kılları, ayak tırnakları [el tırnakları değil] ve kemikleri vücûddan ayrıldıkdan sonra, bunlara bakılamaz.
Kadınların açık ve süslü olarak sokağa çıkmaları harâm olduğu gibi, mahrem olmıyan erkeğin bulunduğu yerlere böyle girmeleri de harâmdır. Avret yeri açık olarak câmi içine girmek, daha büyük günâhdır. Avret mahalli açık olan kimselerin bulunduğu yere veya harâm işlenen her yere (Fısk meclisi) denir. Müslümanların, zarûret olmadıkça, fısk meclislerinde, yâni fâsıkların toplandığı yerde oturmalarının ve zevcelerini göndermelerinin câiz olmadığı [Bezzâziyye]de yazılıdır. Îmânı olan hanımların, sokağa çıkarken baş, saç, kol, bacak gibi kaba olmıyan avret yerlerini de örtmeleri bildirildi. Îmânın gitmemesi için, harâmdan çok korkmalıdır.
Nefsin taşkın zevkleri, insanı sefâlete, hastalıklara, âile fâcialarına, felâketlere sürüklemekdedir. Allahü teâlâ, bu fâcialara mâni olmak için, kızların açılmalarını, yabancı erkeklere yaklaşmalarını, içkiyi, kumarı yasak etmişdir. Nefislerinin esîri olanlar, bu yasakları beğenmiyorlar. Bunun için, Ehl-i sünnet âlimlerinin ilmihâl kitâblarını kötülüyor, gençlerin bu kitâbları okuyarak saâdete kavuşmalarına mâni oluyorlar. Kadınların, kızların pazar yerlerinde ve mağazalarda alış-veriş yapmalarının günâh olduğu, yukarıdaki yazılardan anlaşılmakdadır. Müslümanların kızlarını böyle günâhlardan korumaları lâzımdır. Korumazlarsa, îmânları gider, kâfir olurlar. İslâm düşmanları, kâfirliği yaymak için, îmânı yok eden şeylere memleketin âdeti diyorlar.
(Dürr-ül-müntekâ)da diyor ki, (Erkeklerin erkek hamamına, kadınların kadın hamamına gitmeleri câizdir. Avret mahallini kalın ve bol havlu ile örtmek farzdır. Başkasının ince ve dar havlu ile örtülü avret mahalline bakmak da harâmdır. Hamamcının uylukları keselemesi ve örtülü iken bakması câizdir. Havlu altındaki avret mahalline temâs etmesi, bakması harâmdır. Erkek erkeğin, kadın kadının avret olmıyan yerlerine şehvetsiz bakması ve temâs etmesi câizdir.
Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.
Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.