LutfenBekleyin
Tahtâvî, (Merâkıl-felâh) hâşiyesi, 96.cı sahifesinde ve ayrıca bunun tercümesi olan (Ni’met-i İslâm) kitâbında şöyle yazıyor: Bir Hanefînin, kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi yapabilmesi için, Mâlikî veya Şâfi’î mezhebini taklîd etmesinde bir beis yokdur. (Bahr-ür-râık) ve (Nehr-ül-fâık) kitâblarında da böyle yazılıdır. Fakat, bu işi yaparken, o mezhebin şartlarını da yerine getirmesi lâzımdır. Harac, meşakkat olmadan ve şartlarını yapmadan taklîd ederse, buna (müleffik) denir ki, kolayları toplayıcı demekdir. Bu, câiz değildir.
Kendi mezhebindeki bir farzı yapamayan kimsenin, yalnız bu farzı yapması için başka mezhebi taklîd etmesi lâzımdır. Fakat, bu işi yaparken, taklîd etdiği mezhebin şartlarını da yerine getirmelidir. Kaplama ve dolgu yapdıran Hanefî mezhebindeki bir kimsenin, Mâlikî veya Şâfi’î mezhebini taklîd etmesi için, gusülde, abdest almakda ve namazda niyyet ederken, İmâm-ı Mâlik’e veya İmâm-ı Şâfi’î’ye tâbi olduğunu hâtırlaması yetişir. Yâni ağzında kaplama veya dolgu bulunan Hanefî mezhebindeki bir kimse, gusül abdesti almağa başlarken, meselâ, (Niyyet etdim gusl abdesti almağa ve Mâlikî mezhebine uymağa) sözünü kalbinden geçirirse ve bu mezhebin diğer farz ve müfsitlerine dikkat ederse gusül abdesti sahîh olur. Cünüblükden kurtulur, temiz olur. Mâlikî veya Şâfi’î mezhebini taklîd edince, abdesti ve namâzları sahîh olur.
Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.
Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.