LutfenBekleyin
Şükrü, çeşitli şekilde tarif etmişlerdir:
Şükür, Allahü teâlâya, verdiği ni’metleri ile âsi olmamak, yâni Hakkın ni’metini O’nun razı olmadığı şeylerde kullanmamaktır.
Ni’meti Allahü teâlâdan görmek, kendini şükürden âciz bilmek, şükürdür.
Allahü teâlânın ni’metlerini dile getirmek şükürdür. Nitekim, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmiş olmaz. Aza şükretmeyen, çoğa şükredemez. Allahü teâlânın ni’metlerini dile almamız şükür, hiç bahsetmememiz ise ni’mete nankörlüktür. Birlik rahmet, ayrılık azaptır.)
Kul, Allahü teâlânın ni’metlerini düşünür, şükrünü kendine lâzım bilirse, “Elhamdülillah” derse, ni’mete şükretmiş olur.
Kur’ân-ı kerîmde, (Şükrederseniz, elbette size ni’metimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz azabım çok şiddetlidir) buyurulmaktadır.
Demek ki, şükür, din ve dünya ni’metlerinin artmasına sebep olmaktadır. Ni’met umûmi olunca, insan bunları görmez ve ni’metin kıymetini bilmez. Bir ni’metin kıymetini, ni’mete kavuşmayana sormalıdır. Gençliğin kıymetini yaşlılar, sıhhatin kıymetini hastalar, rahatın kıymetini, sıkıntı içinde olanlar, zenginliğin kıymetini fakirler, hayatın kıymetini ölüler bilir.
Allahü teâlâ, (Sizlere, gizli açık ni’metler verdim) buyuruyor. Açık ve gizli ni’metin ne olduğu hakkında ise hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmaktadır: (Açık ni’met, her uzvu düzgün, güzel yaratılmış olmak, gizli ni’met ise güzel ahlâktır.)
Şükrün îmânla alâkası bulunmaktadır. Şükür, îmânın yarısıdır buyurulmuştur. Şükür; kalb, dil ve beden ile olur. Kalbin şükrü, îmân etmekle olur. Dilin şükrü, Allahü teâlâyı hatırlayıp söylemektir. Bütün bedenin şükrü ise, namaz kılmak ile yapılmış olur. Ayrıca kalb ile şükür, herkes için iyilik istemektir. Dil ile şükür, ni’meti değil, ni’met sahibini görerek şükrünü açıkça ifade edip “Elhamdülillah” demektir. Beden ile şükür ise, bütün uzuvları Allahü teâlânın bir ni’meti bilmek ve ne için yaratılmışsa o işte kullanmaktır.
Şükrün kısaca tarifi, İslâmiyetin emirlerine uymaktır. Ni’meti, Allahü teâlânın sevdiği ve istediği işe sarf edince şükür yapılmış olur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Yemek yiyip, şükredenin derecesi, oruç tutup sabredenin derecesi gibidir.)
(Kıyâmet günü şükredenler ayağa kalksın denir. Allahü teâlâya şükredenlerden başkası kalkamaz.)
Dâvûd aleyhisselâm, Allahü teâlâya münacât etti:
— Yâ Rabbî, Âdem aleyhisselâma sayısız ikram ve ni’metlerde bulundun. O sana nasıl şükretti?
— Ey Dâvûd, Âdem (aleyhissselâm), bütün bu ikramların benim tarafımdan olduğunu bildi. Bu bilmesini, onun şükrü olarak kabul ettim.
Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.
Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.